Dürüstlük ve daha iyisini üretmek

Çok zor geçen gençlik yılları, aşılan zorluklar ve belki hayalin bile ötesinde gelinen bir nokta… Hep hayal kurarak yaşadım ve kurduğum hayallerin neredeyse tamamına ulaştım diyen ancak hala yaptığı işin en iyisini yapma arzusu devam eden 47 yıllık bir tecrübe Sabri Koçaroğlu. “Bizim birinci hedefimiz daima dürüstlüktür, sonrasında hep daha iyisini üretmektir.” Diyen 1950 doğumlu ve ilkokul mezunu Sabri Koçaroğlu’nun yaptığı işe bakışını, saygısını dikkat çekici bir şekilde özetliyor. Böylece kendi hikâyesini anlatırken 47 yıllık birikimiyle Bayındır Armağan Çiçekçiliğin dünü, bugünü ve geleceğine de işaret ediyor.


FLORAPLUS DERGİSİ 29. SAYISI’NDA YAYINLANAN HABERİMİZDİR.

Çiftçiydik ama toprağımız bile yoktu…

Babam çiftçiydi ama kendi toprağımız bile yoktu. Fırıncılıkla başlayan iş yaşamımda bir süre sonra baba mesleği olan çiftçiliğe döndüm. Aslında işte tam da bu nokta Bayındır Armağan Çiçekçiliğe giden yol hikâyesinin başlangıcı. Çiçek işine girme serüvenim de fesleğenle başladı. O zamanlar birçok kişinin yaptığı gibi biz de evimizin önüne fesleğen ekmeye başladık. Fesleğen genel olarak İzmir’e satılırdı, ben de 15-16 yaşlardayken ürettiğimiz malları pazara götürüyordum, ancak fazlasıyla fesleğen pazara geldiği için hepsi satılmazdı. Hal böyle olunca ben de pazar olmayan günlerde satmayı düşünerek insanların evlerine kadar hizmet götürmeyi tercih ettim. Satışlar artmaya başlayınca da diğer üreticilerin mallarını da alıp satmaya başladım.

Sabri Koçaroğlu kendi hikayesini anlatırken 47 yıllık birikimiyle Bayındır Armağan Çiçekçilik Ltd.’nin bugünü ve geleceğine ilişkin çizgisine de işaret ediyor.

Bitkiler köklü olarak ıslak çimento kâğıtlarına sarılırdı…

Eskiden ne poşet vardı ne de saksı… Köklediğimiz fesleğenleri ıslak çimento kağıtlarına sarar kasalarda taşırdık. Zamanla farklı çiçeklerde üretilmeye başlandı. Begonya, Kına Çiçeği, Gelin Donu, Küçük Hanım, Kirli Fadime vb. Bir gün pazarda tesadüfen Zeynep Teyze ile tanıştık. Evet, belki de bu işi geliştirmeme sebep Zeynep Teyzemizdir. Kendisi de bitki üretiyordu ve artık onun da çiçeklerini alıyor, gün geçtikçe tezgâhımı çeşitlendiriyordum. Askerlik çağıma kadar 1-2 yıl böyle Zeynep teyzeyle çalıştık… Kış aylarında çiçekler kuruyordu ne yapalım derken Zeynep Teyze yetişti imdadımıza… Ondan gördüğümüz gibi evimizin önüne küçük bir sera yaptık. O zamanlar sera yok, zaten sera nedir doğru dürüst bilen de yok. Sadece fesleğen yapılırdı naylon altında. Tabi ufak da olsa sera da kurunca iç mekân bitkileri de üretmeye başladım.

Sabri Koçaroğlu fesleğenle başladığı üretime iç mekan çeşitleri de dahil oldu. 1980’li yılların başı

Zor da olsa bir minibüs aldık…

Askerden 1973 yılında dönünce zar, zorda olsa bir minibüs satın aldım. Bununla çiçek mevsimi dışında taşımacılık da yaptım. Artık çiçek işi sınırları aşmış İç Anadolu pazarlarına kadar uzanmıştı. 90lı yıllara kadar bu böyle yükselen bir ivmeyle devam etti. 90lı yıllarda Limoni Servi ile Leylandi yurtdışından ithal olarak alınırdı. Önceleri bizde bunları alıp satıyorduk, sonra bizim iklim koşullarımızın da bu bitkileri yetiştirmeye elverişli olabileceğini düşünerek çelik yapıp üretimine başladık. Belki de bu bölgede ilk yetiştirenlerden biriydik. Artık bahar mevsimi dışında da çiçekçilikle uğraşıyorduk. 1993 de köyden Bayındıra taşındığımda artık İzmir dışından da müşterilerimiz oluşmaya başlamıştı. Bizim ürettiklerimiz oluşan talebe cevap veremeyince 1999 yılında pazarları bırakmak zorunda kaldık. Artık yerimizin de büyümesi gerektiğini düşünerek 2002’de şuanda bulunduğumuz yer olan Karahalilli Köyün’de 30.000m2 yer satın aldık. Bu kadar büyük bir araziyi nasıl doldurabiliriz diye düşünürken, bir anda dikim alanımızı genişletmek çabasına giriştik.

Benim için bu iş bir ilimdir araştırdığın, merak ettiğin, en önemlisi hayal ettiğin sürece ilerleyerek devam eder gider. …

Bu işin bir sonu yok araştırdığın, merak ettiğin, en önemlisi hayal ettiğin sürece ilerleyerek devam eder gider. Benim için bu iş bir ilimdir ve ilmin sonu yoktur. Tabi ki her yıl yeni ürünlerin ortaya çıktığı taleplerin farklılaştığı bir sektörde her isteğe cevap verebilmek de kolay değildir. Onun için araştırmak, görmek, merak etmek çok önemlidir. Mesela ilk defa Almanya Essen fuarına gittiğimde bunu daha da iyi anladım. İnsan gezerek, farklı şeyler görerek tecrübe ediyor bazı şeyleri. Aslında daha ne kadar çok şeyler yapmamız gerektiğini anlıyoruz.

Oğullar ve babaları soldan sağa Aytaç, Sabri, Armağan Koçaroğlu

Oğulların da katılımıyla gelinen büyük nokta…

Benim en büyük şansım iki oğlum… Büyük oğlum Armağan Koçaroğlu’nun pazarlamadaki, küçük oğlum Aytaç Koçaroğlu’nun üretimdeki olağan üstü çabalarının bugün geldiğimiz noktada payı büyüktür. Çok iyi bir iş ahlakına sahiptirler ve onlara çok güvenirim. Biz bu işleri beraber buralara kadar getirdik. Bundan sonra yine aynı şekilde kalitemizden ve dürüstlüğümüzden ödün vermeden yukarıya taşıyacak olan tabii ki onlardır. Sokaklarda fesleğenin satıldığı, taşıma suyuyla sulama yapıldığı, 500m2’lik alanda başlanılan bir serüven ve şimdi 100.000m2 üretim sahası içinde yıllık 500.000 çalı üretimi ve değişik ebatlarda yaklaşık 100.000 Limon Selvi ve Leylandi üretim kapasitesine ulaşmış durumda. Öte yandan diğer üreticilerden temin edilen bitkilerin de pazarlanmasıyla yurtdışı pazarına da bitki temin edebilen Bayındır Armağan Çiçekçilik. piyasada söz sahibi bir şirket haline gelmiş. Son sözü yine Sabri Koçaroğlu söyleyerek, “Her fidan bir nefestir onun için siz de bir fidan fazla dikin” diyerek sözü bitiriyor.

Benzer haberler